Afet Sonrası Müdahale Senaryolarında Afetzedeler ile İletişim
- Betül Uçkan
- 1 Kas 2023
- 4 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 8 Kas 2023
5. Afet ve Dirençlilik Kongresi IDRC 2023. 11-13 Ekim 2023. Gebze Teknik Üniversitesi
#AfetSonrasıMüdahale #Afetzedelerleİletişim #BilgiveİletişimTeknolojileri #ICT #LokasyonBazlıSistem #LBS #GiyilebilirTeknolojiler
Afet sonrası müdahale senaryolarının etkin bir şekilde yönetilebilmesi için afetzedelerle iletişimin kesintisiz ve hızlı bir şekilde sağlanması gerekmektedir. Ardında kalıcı hasar bırakan afet durumlarında ise kesintisiz bir iletişim ve tam zamanlı erişim sağlamak her durumda mümkün olmayabilir. Afet sonrası kritik olarak değerlendirilen ilk saatler ve günlerde, bu gibi iletişim kuramama, afetzedelerin konumlarına ve bilgilerine erişememe durumunun, kurtarma sürecini zorlaştırdığı ve kayıplara neden olduğu söylenebilir. Örneğin 2023 Maraş merkezli Türkiye depreminde, geleneksel iletişim teknolojilerinin yetersiz kaldığı ve afetzedelere ulaşımın mümkün olmadığı çeşitli senaryolarda, kurtarma çalışmalarında yaşanan çıkmazlar üzerinden, bu durumun önemi daha iyi anlaşılabilir (Habertürk, 2023).
Çalışmada bu gibi problemlere alternatif çözümler sunabilmek amacıyla, afetzedelerle kesintisiz iletişimi mümkün kılmayı, verimli ve etkili hale getirmeyi hedefleyen bir sistem/ ürün tasarımı üzerine yoğunlaşılmaktadır. Bu bağlamda, çalışma iki ana eksen üzerinde kurgulanmıştır. İlk adımda, halihazırda kullanılmakta olan mevcut teknolojileri inceleyen bir literatür araştırması yer almaktadır. Ardından, bu teknolojilerdeki eksikliklere odaklanan alternatif bir sistem/ cihaz tasarımı üzerine durulmaktadır.
İlk aşamada yer alan literatür araştırmasında, afet sonrası durumlarında kullanılmakta olan/ kullanılma potansiyeli olan çeşitli mobil uygulama ve giyilebilir teknolojiler incelenmektedir. Örneğin, ‘Zello’ isimli mobil uygulama, internet ağı ile çalışan bir çeşit telsiz sistemi olarak düşünebilir. Acil durum senaryolarında, afetzedeler bu uygulama üzerinden, sohbet odalarında doğrudan konuşarak birbirleriyle iletişim kurabilir (McBee, 2017). Bir diğer, ‘Watch Message For Guest’ isimli uygulama ise, afet sonrası olası telefon kayıp durumlarında, akıllı saatler üzerinden doğrudan yazılı iletişime geçebilmek için tasarlanmıştır, internet bağlantısı ile çalışmaktadır (Ozawa, 2021). İnternet bağlantısı ile çalışan giyilebilir teknolojiler, iletişim ve kişisel bilgi aktarımı için kullanılan akıllı bileklik, akıllı gözlük gibi çeşitli örnekler üzerinden çeşitlendirilebilir. Bu bağlamda, afet sonrası internet erişimi olunmayan durumlarda ise internet tabanlı uygulamalarının/ sistemlerin otomatik olarak devre dışı kalıyor olduğu gerçeğinin altını çizmek gerekmektedir (Ercan, 2023). Bu nedenle yukarıdaki örneklere ek, alternatif uygulamaları incelemek faydalı olabilir. Örneğin ‘SENDROM’ isimli teorik çalışmada, afetzedelerin kurtarma çalışmalarında konumlarının tespit edilebilmesi için sensor düğüm noktası olarak çalışması ve üst merkezlere bilgi aktarmasıyla veri toplanması üzerine bir araştırma yürütüldüğü görülmektedir (Çayırcı & Çöplü, 2007). Ya da -kitlesel iletişim için kullanılmıyor olsa da- İOS’un ‘Find My’ uygulaması incelenebilir. Lokasyon tabanlı olan bu uygulama ile öncesinde konum paylaşımı yapılmış kullanıcılara, internet olmadığı durumlarda da (offline finding) konum bilgisi aktarımının devam ettiği görülmektedir. Bu gibi örneklerin, ağır hasarlı durumlarda da hizmet verebilecek bir altyapı ile tasarlanmış olmaları nedeniyle önemli olduğu düşünülmektedir.
Araştırmanın ikinci adımında, literatürdeki eksikliklere ve olası potansiyellere odaklanılarak hazırlanmış olan bir alternatif sistem/ ürün tasarımı yer almaktadır. Bu sistem aşağıdaki karakteristikler üzerinden takip edilebilir:
Kurgulanan sistem; konum tespiti yapmak, bilgi akışını sağlamak, ihtiyaçları listeleyebilmek ve erişim sağlamak gibi amaçlara hizmet etmelidir. Afetzedelerin bulundukları konumları bildiren, iletişime aracılık eden bir çip mekanizması gibi de düşünülebilir. Telefon ile sınırlı kalmayıp giyilebilir teknolojilerle desteklenmelidir; yukarıdaki örneklerde olduğu gibi saat, yüzük veya bileklik gibi cihazlar kullanılabilir. Böylece deprem anında telefona ulaşamama durumlarında da bedene takılı olan bu cihaz üzerinden iletişim sürdürülebilir. Ayrıca olası internet bağlantısı problemlerini aşmak için de sisteme alternatif bağlantı yöntemlerinin (kızılötesi, bluetooth, vb.) entegre edilmesi gerekmektedir.
Sistemin arkadaşlık uygulamalarında (dating-app) kullanılan yöntem gibi lokasyon bazlı (LBS) olması gerekmektedir. Hedeflenen, konum olarak yakın olan herkesin birbirine ve ortak bir ağa bağlanmasını sağlayabilmektir. Birbirleriyle bağlantı kurmaya başlayan bu sistemlerin, aynı zamanda kendisine en yakın ana üste bağlanabilecek bir altyapıya sahip olması da gerekmektedir. Örneğin, 30 km çapında bir alan içerisinde bulunan kullanıcılar, kendi bölgelerindeki ana üste bağlanabilmelidir. Böylece, aşağıdan yukarıya (bottom-up) iletişim başlatan, kontrollü bir örgütlenme biçimi kurulabilir. Bu sistem Baran (1964)’ın tarif ettiği ağ sistem modelleri üzerinden daha iyi anlaşılabilir (Şekil 1). Hedeflenen, ilk görselde aktarılan merkezi sistem (centralised) olma halinin ötesine geçebilmek ve afetzedeler arası merkezsizleştirilmiş (decentralised) ve -hatta ilerleyen aşamalarda- hiyerarşik olmayan, dağıtılmış (distrubuted) bir ağ örgüsü kurabilmektir. Böylece, sistemde yer alan her kullanıcı, diğer kullanıcılarla iletişim kurabilecek ve daha iyi durumda olan afetzedelerin, diğerlerine yardım edebilmesini mümkün kılacak katılımlı bir süreç başlatılabilir.

Özetle, var olan teknolojileri harmanlayarak yeni bir ürün geliştirme (mashup etme) yöntemiyle tasarlanmış olan bu sistemin; ucuz ve erişilebilir olması, internet bağımsız kullanılabiliyor olması, katılımlı bir yardım süreci başlatarak ve kitle kaynaklı veri (crowdsourcing) üreterek yardım/ destek organizasyonlarına katkı sağlaması hedeflenmektedir. Ayrıca doğrudan afetzedelerden bilgi alması nedeniyle sosyal medya vb. kanallarda oluşabilen dezenformasyon, bilgi kirliliği gibi olumsuz durumları engelleme potansiyeli taşıdığı da söylenebilir. Böylece afet sonrası müdahale süreçleri hızlandırılabilir/ kolaylaştırılabilir. Bu süreçlerde meydana gelebilecek zararları minimuma indirme hedefi taşıyan bu gibi inovatif çalışmaların, olası gelecek senaryoları için kritik öneme sahip olduğu düşünülmektedir.
Referanslar:
Baran, P. (1964). On Distributed Communication Networks. https://www.rand.org/content/dam/rand/pubs/papers/2005/P2626.pdf
Habertürk. (2023). 10 ili yıkan depremde GSM operatörleri çöktü! Habertürk. https://www.haberturk.com/operatorler-yine-sinifta-kaldi-3564007-teknoloji
Cayirci, E., Coplu, T. SENDROM: Sensor networks for disaster relief operations management. Wireless Netw 13, 409–423 (2007). https://doi.org/10.1007/s11276-006-5684-5
McBee, K. (2017). Emergency Management Weekly - Disaster Communication with Zello. Zello. https://blog.zello.com/emergency-management-weekly-disaster-communication-withzello
Ozawa, K. (2021). Watch Message for Guest (Versiyon 1.9) [Mobil Uygulama]. App Store. https://apps.apple.com/tr/app/watch-message-for-guest/id1434380696
Ercan, A. (2023). Afet İdeation: Afet Yönetiminde Yenilikçi Çözümler Fikir Oluşturma Atölyesi (Açılış Konuşması). İTÜ GİNOVA. 13 Mayıs 2023, İstanbul.
URL-1: https://www.windley.com/archives/2015/01/re-imagining_decentralized_and_distributed.shtml
Cite: Uçkan, B., Gün, A. (2023). Afet Sonrası Müdahale Senaryolarında Afetzedeler ile İletişim Kurabilmeyi Kolaylaştıran Alternatif Bir Sistem Tasarımı. 5. Afet ve Dirençlilik Kongresi IDRC 2023. 11-13 Ekim 2023. Gebze Teknik Üniversitesi.
Comentarios